ŞUABU’L-İMAN

MUKADDİME

 

İman'ı Sahih Olan ve Olmayan Hakkında Söylenenler

İslam’a Davet

 

İman'ı Sahih Olan ve Olmayan Hakkında Söylenenler

 

Yüce Allah: "Çocuklarınız ergenlik çağına gelince, büyüklerinin izin istediği gibi, onlar da her defasında izin istesinler"[Nur 59] buyurarak çocuklar buluğ çağına varınca izin istemelerini emretmekle artık onların farzlardan sorumlu olduklarını bildirir.

 

''Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara yarar şeylerle denizde akıp giden gemide, Allah'ın yukarıdan bir su indirip de onunla yeri ölümünden sonra diriltmesinde, diriltip de üzerinde deprenen hayvanları yaymasında, rüzgarları değiştirmesinde, gök ile yer arasında emre hazır olan bulutta şüphesiz akıllı olan bir topluluk için elbette Allah'ın birliğine deliller vardır.[Bakara 164] ve " ... akıl sahiplerine şüphesiz deliller vardır''[Al-i İmran 194] ayetinde anlayacak durumda olanları farzlarla sorumlu tutmuştur.

 

 

 

86- Hz. Aişe'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Şu üç kişiden kalem (sorumluluk) kaldırılmıştır. ihtilam oluncaya kadar çocuktan, aklı başına gelinceye kadar mecnundan / deli'den ve uyanıncaya kadar uyuyandan.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Ebu Davud 4/558 (4398) ve Tirmizi (4/32).

 

 

 

Hz. Ali'nin Müslüman olması ve (küçük yaşta) namaz kılması hakkında yapılan rivayetler hakkında Halimi şöyle der: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona Müslüman olmayı ve namazı iki şeyden birisinden dolayı emretmiştir: Hz. Ali, diğer çocuklardan farklı olarak mümeyyiz olup meseleleri anlayacak çağa gelince ona ikram etmek ve değer verdiğini göstermek için Resulullah {Sallallahu aleyhi ve Sellem} bu emri ona has olarak vermiştir. Hz. Ali'ye böyle bir davet yapılınca onun da bu davete icabet etmesi sahih kabul edilmiştir. Diğer çocuklar ise bu davete muhatap olmazlar ve Müslüman olmaları da kabul edilmez.

Veya Resulullah'ın {Sallallahu aleyhi ve Sellem} onu islam'a ve namaza davet etmesi Hz. Ali'nin o anda buluğ çağında olması sebebiyledir. Çünkü islam'ın ilk zamanlarında bunlara muhatap olmak için belli bir yaş sınırı yoktu. ibn Ömer'in Uhud ve Hendek savaşıyla ilgili kıssasından (yaşı küçük olduğu için savaşmasına izin verilmemesinden) önce yaş sınırıyla ilgili bir rivayet bilinmiyor. Görünen o ki o zaman insanların görüşü, çocuk yapmaya muktedir olmayan çocuk, çocuk yapmaya gücü olan kişi de erkek sayılır şeklindeydi. Hz. Ali de Müslüman olduğu zaman on yaşındaydı. Görünen o ki on yaşında olduğunu söyleyenler, Hz. Ali'nin on yaşını bitirip on bir yaşına girdiğini kastediyordu. Bu yaşa gelen kişi de çocuk yapmaya muktedir olur. Çocuk yapacak yaşa gelenler artık yaptıklarından sorumlu kabul edilirken, bu yaşa gelmeyenler küçük kabul edildiler ve islam'ının kabul edilmeyeceğine hükmettiler. Allah en doğrusunu bilir. "Sünen" ve "Fadail" kitabında bu konuda gerekli açıklamalar yapılmıştır.

 

 

İslam’a Da’vet

 

87- Abdullah b. Abbas der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem). Muaz'ı Yemen'e gönderdiği zaman ona şöyle dedi: "Sen Kitab ehli bir topluluğa gideceksin. Onları Allah'tan başka ilah olmadığına şahadet etmeye davet et. Eğer kabul ederlerse Allah'ın kendilerine her gün ve gecede beş vakit namazı farz kıldığını bildir. Eğer bunu kabul ederlerse Allah'ın, zenginlerinden alınıp fakirlerine verilmek üzere zekatı farz kıldığını bildir. Eğer bunu kabul ederlerse (zekat toplarken) malların en iyilerini haksız yere almaktan sakın ve mazlumun bedduasından kork. Çünkü onunla Allah arasında engel yoktur ...

 

Tahric: İsnadı sahihtir ve ravileri güvenilirdir. Müslim (1/50-51)

 

 

Buhari, Yahya b. Müsa kanalıyla Veki'den; Müslim; İshak b. İbrahim ve başkalarından rivayet etti.

 

Kendisine davet ulaşmayan kişinin islam'a davet edilmesi gerekir. Daveti duyup gereğini yapmayanın davet edilmesi ise müstehabtır. Bu konuda "Sünen" adlı kitapta rivayetler nakledilmiş ve' gereken söylenmiştir.

 

Bir sonraki konu için aşağıdaki link’e tıklayın:

 

ALLAH’A İMAN